Yürütülen Kazılar

Dombalaktepe, Samsun İli Atakum İlçesinde, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kurupelit Kampüsü’nün hemen doğu bitişiğindeki Kamaz Vadisi’nde konumlanan bir höyüktür. Höyüğün kazısına Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin desteğiyle 2021 yılında Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Atila Türker’in bilimsel danışmanlığınla başlanmıştır. Dombalaktepe’deki ön sonuçlara göre tarihöncesi ve ön tarihe ilişkin sonuçların elde edilmiş olması, uzun süreli iskan edilmiş höyüğün çok yönlü sonuçlar verme potansiyeline sahip olduğunu göstermiştir. Kazıların amacı Karadeniz Bölgesi özelinde Anadolu arkeolojisine bilimsel araştırmalar ışığında yeni bir stratigrafi kazandırmak, kurumlar arası ve disiplinlerarası çalışmalar yapmak ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencilerinin de aktif rol aldığı uygulamalı eğitim-öğretim gerçekleştirmektir.

Bu anlamda Dombalaktepe’deki arkeolojik kazı ve araştırmalar yoluyla kamusal iş birliklerinin sayısını arttırmak ve çeşitlendirmek, Karadeniz arkeolojisini zamansal boyutta yeniden ele almak, Karadeniz arkeolojisinin kronolojisini yeni verilerle güncellemek, kazı sonucu elde edilen arkeolojik verileri arkeometrik analizlerin de içinde olduğu disiplinlerarası çalışma gruplarıyla bilim dallarının çeşitli yöntemleriyle birlikte değerlendirmek, başta Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde olmak üzere lisans ve lisansüstü öğrencilerine saha eğitimi vermek, onlara tecrübe ve mesleki birikim kazandırmak, bulguları bilimsel yayın yoluyla bilimsel araştırma yöntemlerini tanıtmak ve buluntuları müzede sergileyerek toplumsal arkeoloji çalışmaları yapmak, höyüğün vadi içindeki özel konumunu turizm potansiyeliyle değerlendirerek rekreasyon ve destinasyon alanları oluşturmak hedeflenmektedir. Bu amaçlar doğrultusunda 2021 yılında höyükte gerçekleştirilen arazi ve atölye çalışmalarında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü lisans ve lisans üstü öğrencileri ekip üyesi olarak sorumluluk almıştır.

Elde edilen arkeolojik kalıntılar üzerinde KİTAM ile iş birliği çerçevesinde çeşitli arkeometrik analizlerin yapılabilmesi için gerekli olan görüşmeler sağlanmıştır. Elde edilen ön gözlemler Dombalaktepe yerleşiminin Karadeniz Bölgesi arkeolojisinin yeni yaklaşım ve yöntemlerle ele alınmasının önemine dikkat çekmekle birlikte bölgede yaşayan tarihöncesi toplulukların yaşam biçimine dair güncel veriler içerdiğini de ortaya koymaktadır.

Doç. Dr. Atila TÜRKER

Linkler: Instagram

DJI_0439

DJI_0695

Karadeniz bölgesinin en büyük Roma şehirlerinden biri olan Sebastopolis antik kenti bugünkü Tokat ili Sulusaray ilçesi sınırları içinde bulunmaktadır. Kentte ilk olarak Tokat Müzesi tarafından 1987-1990 yıllarında bir kurtrama kazsı gerçekleştirilmiş ve bu kazı çalışmalarında sur duvarı, Roma hamamı, Bizans kilisesi ve mozaik parçaları açığa çıkarılmıştır. Sebastopolis antik kentinde uzun bir aradan sonra 2010 yılında tekrar başlayan kazı çalışmaları Tokat Müzesi başkanlığında, Markus Kohl’un bilimsel danışmanlığında yürütülmüştür. Temizlik ve sondaj çalışmaları, Tokat Müzesi tarafından 1987-1990 yıllarında yapılan kurtarma kazıları sırasında açığa çıkarılan hamam ve kilise kalıntılarının olduğu alanlarda yapılmıştır. Kentte kazı çalışmalarına ara verilmiş ve sonrasında Şengül Dilek Ful’un bilimsel danışmanlığında 2013 yılında tekrar başlamıştır. 2013-2018 yılları arasında yürütülen çalışmaların ilk sezonunda Tokat Müzesi tarafından önceki yıllarda gerçekleştirilen kurtarma, sondaj kazı çalışmaları sırasında açığa çıkartılan Roma Hamamı ve Bizans Kilisesi kalıntılarının bulunduğu, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamulaştırılan alanlarda gerçekleştirilmiştir. İki yıl ara verilen kazı çalışmalarına, 2021 yılında Tokat Müzesi başkanlığında Doç. Dr. Akın TEMÜR’ün bilimsel danışmanlığında, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencilerinden oluşan bir ekip tarafından tekrar başlanmıştır. 2021 yılı çalışmaları ağırlıklı olarak Bizans Kilisesi’nde yoğunlaşmıştır.

Doç. Dr. Akın TEMÜR

Sebastopolis Roma Hamamı

Sebastopolis Bizans Kilisesi

Sebastopolis Bizans Kilisesi Çalışmaları

Çanakkale İli, Ayvacık İlçesi, Gülpınar kasabasında yer alan Apollon Smintheus Kutsal Alanı (Smintheion), Helenistik ve Roma dönemleri yapı kalıntıları ile Kalkolitik Dönem’e tarihlenen yerleşime ait izlerin bulunduğu ve bu anlamda Batı Anadolu Arkeoloji için özel öneme sahip bir projedir. Prof. Dr. Coşkun Özgünel başkanlığında 1980 yılında başlamış olan kazılar sırasında tapınak yanı sıra kutsal alan ile ilintili hamam, konutlar ve kutsal cadde gibi birçok yapı gün ışığına çıkarılmıştır. Projenin kazı başkanlığını 2020 yılından bu yana Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Davut Kaplan sürdürmektedir.

Apollon Smintheus Kutsal Alanı, Troya şehrindeki Athena tapınağından sonra Troas'ın en önemli ikinci kutsal alanıdır. Kutsal alanın önemi Anadolu'daki bilinen Apollon kültleri içerisinde fare simgesine sahip tek örnek olmasından ileri gelmektedir. Etimolojik olarak Apollon Smintheus: “Farelerin Efendisi” anlamına gelmektedir. Apollon Smintheus çiftçileri farelerden koruyan bir tanrı olarak Troas bölgesinde ortaya çıkar.

Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nın en önemli yapısı Apollon Smintheus Tapınağı olup İon stilinde inşa edilen tapınak MÖ 150 yıllarına tarihlenmektedir. Apollon Smintheus tapınağının en dikkat çekici yanı ise konusunu Homeros'un İlyada destanında anlatılan Troya Savaşı’ndan alan kabartmalarıdır. İlyada konulu kabartma frizleri ile bezenmiş tapınak bu bağlamda üniktir. Söz konusu tapınak, Helenistik Dönem Batı Anadolu mimarlık sanatında kendine özgü mimari tarzı ve buna bağlı özgün plastik yapıtları özelliklidir.

Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nda (Smintheion) sürdürülen arkeolojik kazı çalışmaları sırasında MÖ 5 bine tarihlenen bir prehistorik yerleşime ait kalıntılar da bulunmuştur. Batı Anadolu tarihöncesinin en az bilinen dönemlerinden biri olan Orta Kalkolitik Dönem aynı zamanda pek çok Ege adasının ilk kez yerleşilmeye başlandığı ve Batı Anadolu ve Ege dünyasında kültürel etkileşimlerin ve ticaretin artmaya başladığı bir dönemi temsil etmektedir. Kalkolitik Smintheion yerleşimi, Troya öncesi Troas bölgesini karakterize eden bir dönemi temsil etmesi bakımından önemlidir.

Kazı çalışmaları devam eden alanda tapınak frizlerinin sergilendiği bir müze ziyaretçilere açılmıştır. Tapınağın restorasyon çalışmaları devam etmekle birlikte mimarinin bir bölümü ayağa kaldırılmıştır.

Doç. Dr. Davut KAPLAN

Linkler: Instagram

Propontis bölgesinin güneyinde bulunduğu jeopolitik konumu ile tarihin her döneminde bölgede söz sahibi olmak isteyen egemen güçlerin elinde tutmak istedikleri bir antik kent olan Parion’u tarihin karanlık uykusundan uyandırma düşüncesi 1995 yılında Prof. Dr. Cevat BAŞARAN tarafından ortaya atılmış ve sonrasında 1997, 1999 ve 2002 yıllarında gerçekleştirilen yüzey araştırmaları bu uykunun artık kesinlikle son bulması gerektiğini çarpıcı bir biçimde ortaya koymuştur. Ancak bunun için 2 yıl daha beklemek zorunda kalınmış, Kemer Köyünde bir ilkokul inşaatı ile Parion uykusundan uyanmaya başlamıştır. Prof. Dr. Cevat BAŞARAN başkanlığında 2005 yılında başlayan sistemli arkeolojik kazılar 10 yıl devam etmiş ortaya çıkarılan eserler Parion’un artık gün ışığı ile tanışması düşüncesinin ne kadar doğru olduğunu bir kere daha üstüne basa basa göstermiştir.

Başlangıçta yaşanılan zorluklar burada çalışan bilim insanlarını yıldırmamış, Çanakkale ruhuna yakışır bir şekilde mücadele etmiş ve bunun meyvelerini geç de olsa almaya başlamıştır. 2008 yılı Parion’un derin uykusundan uyanması noktasında bir dönüm noktası olmuştur. Bu yıl daha önce yaşanılan zorluklara bir tokat vururcasına kültüre, tarihsel değerlere ve bu değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması noktasında fedakârlık yapabilecek insan ve kuruluşlarında olduğunu gösterir şekilde M.Murat NUROVA evlerinin kullanımını kazı ekibine vermiş ve ardından yine bölgenin ve ülkemizin önemli sanayi kuruluşlarından İÇDAŞ A.Ş. Parion Kazılarının ana sponsoru olmuştur. 2008 yılında yaşanılan bu olumlu gelişmelerden sonra Parion antik kenti kazıları büyük bir ivme kazanmış, gerek alt yapısı, gerek teçhizatı ile bölgenin ve ülkemizin en önemli arkeolojik kazılarından biri haline gelmiştir. 2014 yılı bizler için hem üzüntü hemde yeni bir sorumluluğun başlangıcı olmuş, Parion çalışmalarını başlatan Prof.Dr. Cevat BAŞARAN’ın sağlık sorunları nedeni ile kazı başkanlığı görevinden ayrılmasından sonra çalışmaların Prof. Dr. Vedat KELEŞ tarafından ikinci dönem kazıları olarak devamına karar verilmiştir.

Prof. Dr. Vedat KELEŞ

Linkler: Resmi Web Sayfası | Facebook | Instagram

Parion-Hava-Fotograf%C4%B1a

Parion-Tiyatroa

Odeion,%20Orkestra

Parion%20Odeion%20Artemis%20MS%202yy

Parion-Tiyatrosu,-Triton-MS.-2-yya

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleri ile Bolu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Müze Müdürlüğü başkanlığında Bolu/ClaudiopolisStadionKazı çalışmaları 21.07.2022 tarihinde başlatılmıştır. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Davut YİĞİTPAŞA koordinatörlüğünde 21.07.2022 tarihinde başlamıştır.

STADİON

Bithynium-Claudiopolis şehri Bolu merkezdekiHisartepe, Kargatepe, Fırkatepe ve Uğurluanip tepesini kapsayan alanda kurulmuştur. Stadion; Hisartepesinin güney yamacına, doğal eğim kullanılmak suretiyle yaslanarak kesme taşlardan, harç kullanılmadan ve giydirme tekniğiyle inşa edilmiştir. Akpınar mahallesinde İzzet Baysal Caddesi’ne paralel uzanmaktadır. Çalışmalar sonucunda yapının 94.50 metresinin ayakta olduğu, yaklaşık bir o kadarının da çok önceden tahrip edildiği tespit edilmiştir. Tek bir sırası olmasına rağmen eğimli bir şekilde devam ettiği için sphendone adı verilen yarım daire biçimli dönüş bölümüne sahip ve ‘U’ plan tipinde inşa edilmiş olduğu değerlendirilmektedir.Toplam 5 adet oturma sırası açığa çıkarılmıştır. Oturma sıraları kuzey-güney doğrultusunda inen basamak bölümleri ile 16 keileye (basamaklar arası oturma bölümü) ayrılmaktadır. Stadionun en geniş bölümünde tespit edilen basamak sayısı 14 adettir.

STADİON KİTABESİ

Stadionun inşa kitabesi ince plâkalar üzerine oldukça düzenli yazılarak yapının tam ortasında koşu sahasını seyirci tribününden ayıran balustrat üzerinde yer alan dört panel içine yerleştirilmiş ve böylece görsel açıdan vurgulanmıştır. Anadolu’da Roma Dönemine ait yüzlerce inşa kitabesi bilinmesine rağmen, Bolu’da bulunan bu yazıtın mimarî bakımdan benzeri bilinmemektedir. Yaklaşık 20 m. uzunluğundaki kitabe, koşu sahasını kuzey seyirci tribününden ayıran 1 m. yüksekliğindeki balustrat duvarının orta kısmında yer alan 4 panele oturtulmuş, 7 adet ince mermer levha kitabe açığa çıkarılmış ve 4 levhası bulunamamıştır. Yazıt; iki satır halinde oldukça düzenli harflerle kazınmıştır. Yazıtın yerleştirildiği bu dört panelin görsel açıdan ön plana çıkarılmış olması; burasının stadionun tam ortasını oluşturduğu izlenimini vermektedir.Türkçe çevirisinde yapının DomitiusPonticusIulianus ve ailesi tarafından finanse edildiğini ve dönemin iktidarı olan İmparator Hadrianus'a adandığı anlaşılıyor.

OSMANLI HAMAMI

2008 yılındaki kazıda mimari bir yapı kalıntısı bulunduğu, ele geçirilen pişmiş toprak lüle ve seramik parçalarından Osmanlı Dönemi bir yapı kalıntısına ait olduğu sonucuna varılmış ancak yapının fonksiyonu konusunda bir tespitte bulunulamamıştır. Hamam olduğu anlaşılan yapının duvarları kabayonu moloz taş, tuğla ve bol harçla örülmüştür. Yapının duvarları içten sıvalı ancak tamamı dökülmüş durumdadır. Gösterişsiz, küçük boyutlu ve tek kişinin yıkanabileceği büyüklükte Osmanlı dönemi bekar (Girçık, Çıkçık) hamamıdır. Üretsiz olması nedeniyle ‘Gir-Çık Hamamı’ olarak adlandırılan yapının adı günümüze ‘Cık Cık Hamamı’ olarak taşınmıştır.

Doç. Dr. Davut YİĞİTPAŞA

1

3

4

5