Karadeniz bölgesinin en büyük Roma şehirlerinden biri olan Sebastopolis antik kenti bugünkü Tokat ili Sulusaray ilçesi sınırları içinde bulunmaktadır. Kentte ilk olarak Tokat Müzesi başkanlığında1987-1990,2010,2013-2018 ve 2021-2023 yılları arasında kazılar yapılmıştır. Bu çalışmalarda sur duvarı, Roma hamamı, Bizans kilisesi ve mozaik parçaları açığa çıkarılmıştır. İki yıl aradan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ile Tokat Müze Müdürlüğü Başkanlığı’nda ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Davut YİĞİTPAŞA’nın bilimsel sorumluluğunda kazılara yeniden başlanmıştır. Sebastopolis Antik Kenti, Roma Dönemi’nin önemli yerleşimlerinden biri olup, yapılan arkeolojik çalışmalarla Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri’nden izler taşıyan kesintisiz bir yerleşim geçmişine sahiptir. Kazı çalışmaları Roma Hamamı ve Bizans Kilisesi kalıntılarının bulunduğu 2 sektörde yürütülmüştür. Üç apsisli, üç nefli bazilikal plan şemasında ve doğu-batı doğrultusunda uzanan Bizans Kilisesi’nin kazısı tamamlanmış olan bölümü dışta 27x29 metre boyutlarındadır ve günümüze ulaşan destek sistemi ana nefinin merkezinde dört büyük paye ile desteklenen ve yaklaşık on bir metre çapında bir kubbeye sahip olduğunu göstermektedir. Kilisenin orta nefinde, solea ve ambonun iki yanında yer alan opus sectile döşeme, kubbenin altında merkezi bir konumdadır. Kompozisyonun merkezinde, içinde sekiz köşeli yıldız motifi bulunan kare bir pano yer alır. Bu pano, köşelerinde dört adet düğümlü daire motifiyle bezenmiş büyük bir daire ile çevrelenmiştir. Bütün kompozisyon, çeşitli geometrik desenler içeren dikdörtgen bordürlerle çerçevelenmiştir. Kubbeyi taşıyan dört masif payeden güneydoğudakinin batı yüzünde, duvarın alt kısmında, mermer kaplamanın hemen üzerindeki seviyede başlayan bir duvar resmi kalıntısı tespit edilmiştir. Kısmen korunmuş olan bu kalıntı, kilisenin özgün bezeme programı hakkında önemli ipuçları sunmaktadır. Tasvir, bir perde imitasyonundan oluşmakta ve üzerinde iki satırlık yunanca bir yazıt barındırmaktadır. Roma Hamamı’ndayaptığımız çalışmalar sonrasında, hamamın Roma Dönemi’ne ait olduğu anlaşılmış, soyunmalık (apodyterium), soğukluk (frigidarium), ılıklık (tepidarium) ve sıcaklık (caldarium) bölümleri büyük ölçüde açığa çıkartılmıştır. Bazen hamama ek olarak inşa edilen bazen de yakın çevrede bulunan palaestra adı verilen kütüphane, galeri, park, eğitim, spor, toplantı ve tören alanları da doğrudan veya dolaylı hizmet sağlayan bu sosyal hizmet yapılarına henüz ulaşılamamıştır. Hamamın kesme blok taş duvar kalıntılarının üzerinde yer alan, harçlı moloztaş örgülü duvar kalıntılarından yapının Bizans Dönemi’nde de farklı amaçlar doğrultusunda kullanılmış olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
